Vizyondaki Filmler ve Geniş Web arşivi
  Film Türleri
 

1-Acid Western;

Acid Western western filmlerinin bir alt türü olarak 1960'lı ve 1970'li yıllarda ortaya çıkmıştı. Acid western, Vadiler Aslanı (Shane, 1953) ve Çöl Aslanı (The Searchers, 1956) gibi seçkin klasik western filmlerinin gustosunu Spaghetti Westernlerin aşırılıkları ile harmanlayarak karşı kültürün bakış açısından vermekteydi. Acid western için Anti-western, revizyonist western veya post western gibi tanımlamalar da yapılmıştır. Geleneksel westernlerde 'uzak batı'ya gitmek özgürlük ve gelişme ile özdeşleşmiş bir kavramdır. Oysa acid westernlerde bunun tam tersidir, bu gidiş toplum için adeta bir kabus gibidir ve ölüme doğru gidiş ve yıkım demektir.

Bu türe dahil edilebilercek filmler ilk defa 1960'lardan itibaren ortaya çıkmiş olmakla beraber 'acid western' tanımlaması ilk kez literatüre Jim Jarmusch'un Dead Man filmi için 1996 yılında yapılmış bir film eleştirisi ile girmiştir.

60'lı ve 70'li yıllardan gelen karşı kültür idealini içinde barındıran acid westernlere birkaç örnek vermek gerekirse; Monte Hellman'ın kült filmi, The Shooting (1967) ilk acid western film olarak kabul edilebilir. Jim Jarmusch'un Dead Man'i, Alejandro Jodorowsky'nin El Topo'su (The Mole, 1970), Alex Cox'un 1987 tarihli Walker'ı ve Sydney Pollack'ın Jeremiah Johnson'ı (1972) ilk akla gelen örneklerdir.

Vietnam Savaşının en sıcak yılları acid westernlerin de altın çağı olmuştur. Robert Benton'ın Bad Company'si, James Frawley'in Kid Blue'su (başrolde Dennis Hopper), Stan Dragoti'nin Dirty Little Billy'si, Peter Fonda'nın The Hired Hand'i bu yıllarda çevrilen acid westernlere verilebilecek diğer örneklerdir.

   Acid Western Filmleri


2-B filmi;

B filmi terimi, başlangıçta Hollywood’un Altın Dönemi sırasında yaygın bir uygulama olan çift gösterimde asıl filmden önce gösterilmek üzere çok fazla reklamı yapılmaksızın dağıtımı yapılan düşük ya da mütevazı bütçeli filmleri ifade etmekteydi. Bu tür alt-filmler yapma geleneğinin 1950’lerin sonlarına doğru terk edilmiş olmasına karşın, B filmi terimi; ne sanat filmi ne de porno film olarak adlandırılabilecek herhangi bir düşük bütçeli ticari sinema filmini ifade edecek şekilde, daha geniş bir anlamda kullanılmaya devam etmiştir. Terimin Hollywood’un Altın Dönemi sonrası kullanımında, türün sanat filmine mi; yoksa porno filme mi daha yakın olduğu konusunda bir anlam belirsizliği söz konusudur. Bir yandan birçok B filmi yüksek derecede ustalık ve estetik yaratıcılık sergilerken; diğer yandan birçok ucuz sömürü filminin başlıca konusu şehvettir. Bazı filmler için her iki durum da geçerlidir.

Terimin her iki kullanımı için de geçerli olan bir durum, çoğu B filminin belirli bir film türünü yansıtmasıdır. Holywood’un Altın Dönemi’nde B filmleri için tercih edilen başlıca film türü Western iken, 1950’li yılllarda düşük bütçeli bilim kurgu ve korku filmleri daha popüler hale gelmiştir. İlk B filmleri sıklıkla yıldız oyuncunun sürekli olarak aynı karakteri canlandırdığı bir film serisinin bölümlerini oluştururdu. B filmleri, neredeyse her zaman için birlikte gösterildikleri asıl filmden daha kısaydı, birçoğu 70 dakika ya da daha az sürerdi. B filmi adlandırması, bu tür filmlerin yüksek bütçeli filmlere göre ikinci derece olduğu konusundaki genel algılamayı ifade etmekteydi; bağımsız B filmleri sıklıkla eleştirmenler tarafından gözardı edilirdi. Yakın zamanlı B filmlerinin de bazen devam filmleri çekilebilmektedir, fakat eskiye oranla film serileri pek yaygın değildir. A sınıfı filmlerin ortalama gösterim süresi uzadıkça, B filmlerinin gösterim süreleri de uzamıştır. Günümüzdeki kullanımında, B filmi teriminin bir şekilde birbiriyle çelişen başlıca iki anlamı vardır: Belirli bir film bu şekilde adlandırılıyorsa, söz konusu filmin; (a) minimal sanatsal kaygılarla yapılmış bir tür filmi ya da (b) daha pahalı filmler için dayatılan kısıtlamalara ve "ciddi" kabul edilen bağımsız filmlerin yapılış geleneklerine bağımlı olmaksızın serbestçe yapılan canlı, dinamik bir film olduğu ifade edilmektedir.

Başlangıcından günümüze B filmleri, mesleğe yeni başlayanlar ve kariyerleri sönmekte olanlar için birtakım olanaklar sağlamıştır. Anthony Mann ve Jonathan Demme gibi ünlü film yapımcıları, B filmleri çekerek ustalık kazanmışlardır. John Wayne ve Jack Nicholson gibi aktörler B filmleri aracılığıyla kendilerini tanıtma olanağı bulmuştur; ayrıca B filmleri Vincent Price ve Karen Black gibi eski A sınıfı film oyuncuları için de çalışma olanağı sağlamıştır. Béla Lugosi ve Pam Grier gibi bazı aktörler, kariyerlerinin büyük bölümünde B filmlerinde çalışmışlardır.

 

3-Beyaz Telefon Filmleri;

Beyaz Telefon Filmleri (İtalyanca: Telefoni Bianchi) Mussolini İtalya'sında 1930'lu ve 1940'lı yıllarda rejimin altın çağında halkın dikkatini baskı rejiminden başka tarafa çekmek, eğlendirmek ve konsensüsü devam ettirmek için üretilmiş pembe kaçış filmleri'ne verilen addır. Terim Anglosakson literatüründe "white telephone movies" olarak geçer.

Bu bir film türüne verilmiş resmi bir ad değildir, aksine halk tarafından bu tür filmleri küçümseyen (pejoratif) bir nitelemedir. Bu türün takipçisi ise 1944'ten sonra ortaya çıkan Yeni Gerçekçi filmlerdir. İronik bir şekilde yeni gerçekçi akımın öncüsü olan ve bu pembe filmleri yerden yere vuran Vittorio de Sica, "beyaz telefon filmleri" nin aranılan aktörlerinden biri idi.

Bu tür filmler genelde kostümlü melodramlar, müzikaller ve Hollywoodvari komedilerden oluşuyordu ve konularının geçtiği mekanlar değişmez bir şekilde büyük yolcu gemileri, lüks oteller ve şık gece klüpleri idi. Bu filmlerde üst sınıfın lüks yaşam tarzı övülür ve sanki tüm İtalya'nın yaşam tarzıymış gibi lanse edilirdi. Bu tür yaşam tarzının bir simgesi olan beyaz telefonlar da dekorların vazgeçilmez aksesuarı olarak hep göz önündeydi. Bu gösterişli yapımlar zamanla propaganda kokan kara filmlerin yerini aldılar. 1930 ile 1944 yılları arasında çevrilmiş 639 filmin yaklaşık yarısı bu türden filmlerdi.

    Beyaz Telefon Filmleri

 

  • La Telefonista (Santral Memuru) (1932)
  • Grandi Magazzini (Büyük Mağaza) (1938) y.Mario Camerini
  • 1860 (1934) y.Alessandro Blasetti
  • Sissignora (Evet Bayan) (1941) y.Ferdinando Poggioli
  • Paradiso (1932), y.Guido Brignone
  • Al Buio Insieme (1933) y.Righelli
  • L'Armata Azzurra (1932) y.Righelli
  • Vecchia Guardia (1935) y.Alessandro Blasetti
  • Scipione L'Africano (1937) y.Carmine Gallone
  • Ai Vostri Ordini, Signora! (Emrinizdeyim bayan!) (1939) y.Mario Mattoli
  • Il Signor Max (1937) y.Camerini (Başrolde Vittorio De Sica oynamıştır)

Ayrıca 1976 yılında İtalyan yönetmen Dino Risi bu tür filmleri konu alan ve başrolünde Agostina Belli'nin oynadığı Telefoni bianchi adında bir erotik komedi filmi çevirmişti.

4-Bilim kurgu filmi;

Bilim kurgu filmi, sıklıkla fütüristik uzay mekikleri, robotlar veya diğer teknolojiler eşliğinde; dünya dışı yaşam formları, yabancı gezegenler ve zaman yolculuğu gibi hayali fenomenlerin spekülatif ve bilime dayalı tasvirlerini kullanan film türüdür. Bilim kurgu filmi, geçmişten günümüze siyasal ve toplumsal konularda toplumsal eleştiri yapma ve "bizi insan yapan şeyin ne olduğu" gibi felsefi konuları araştırma amaçlı olarak sıklıkla kullanılan bir film türü olmuştur.

Bilim kurgu film türü, sessiz sinemanın ilk yıllarından -Georges Melies'in hileli fotoğraf efektleriyle izleyiciyi büyüleyen Aya Seyahat (1902) filminin yapılışından- beri varlığını sürdürmektedir. Bilim kurgu filmleri, 1930'lardan 1950'lere kadar düşük bütçeli B filmleri olarak çekilmekteydi. Ancak Stanley Kubrick'in dönüm noktası niteliğindeki 2001: Bir Uzay Destanı (1968) filminden sonra, bilim kurgu film türü daha ciddi biçimde ele alınmaya başladı. 1970'lerin sonlarında, özel efektlerle doldurulan yüksek bütçeli bilim kurgu filmleri sinema seyircisi arasında popüler hale geldi. 1977 yılında çekilen ve muazzam biçimde etkili olan Yıldız Savaşları ve Üçüncü Türden Yakınlaşmalar filmleri, E.T. (1982) ve Siyah Giyen Adamlar (1997) gibi gelecek on yıllar içinde çekilecek büyük bütçeli hit bilim kurgu filmlerinin yolunu açmıştır.

   Son Dönem Bilim kurgu filmleri listesi

2000 YILI

2001 YLI

2002 YILI

2003 YILI

2004 YILI

2005 YILI

2006 YILI

2007 YILI

2008 YILI

 

5-Deneysel film;

Deneysel film ne anlatısal kurmaca ne de kurmaca dışı şeklinde organize edilmemiş filmdir. Film araştırmacıları deneysel veya avant-garde (öncü) filmi kurmaca film, belgesel film ve tartışılır biçimde canlandırma ile beraber film yapımının temel biçimlerinden biri sayarlar.

İsminden de anlaşılacağı gibi deneysel film mutlaka olmasa da sıklıkla seyircinin sinemada normalde bulunmayacak belirli performanslara veya sunum türlerine tepkisini dener. Böyle filmler genellikle avant-garde'dır ve isteyerek veya istemeyerek seyirciyi şoke eder veya şaşırtır. Tüm sinema içinde diğer görsel sanatlara ve onların avant-garde'larına en yakın olma eğilimi deneysel sinemadadır. Deneysel film çekimlerinden dünya sinemasından örnekler verecek olursak şu filmleri sayabiliriz :

Tony Condrad (Flicker / Kırpışma, 1966)

Andy Warhol (Sleep / Uyku, 1963)

Louis Delluc (Fievre)

Luis Buñuel (Un chien andolou /Endülüs köpeği)

Viking Eggling (Diagrol symphanien /Çapraz Senfoni)

6-Kara film;

Kara film (Fra., film noir), öncelikle, kahramanlarını çürümüş ve itici algılanabilecek bir dünyanın içine yerleştiren Hollywood suç filmlerini tanımlamak için kullanılan bir sinema terimidir. Hollywood'un klasik kara film dönemi, 1940'ların başından 1950'lerin sonuna kadar uzanır. Bu dönemin az ışıklı, siyah beyaz çekilmiş kara filmleri, Alman Dışavurumcu sinemasından etkilenmiştir. Diğer taraftan ilk örnek teşkil eden hikâyeler ve klasik kara filmlere yönelik tutum, Büyük Bunalım döneminde Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan suç filmlerinden doğmuştur.

İlk kez 1946 yılında İsviçreli eleştirmen Nino Frank tarafından Hollywood filmleri için kullanılan kara film terimi, zamanında klasik kara filmler yapmış ve yapmakta olan film yapımcıları ve oyuncular tarafından bilinmiyordu. Pek çoğu, kara filmlere imza atmış olmasına rağmen, böyle bir tür yarattığının farkında olmadığını itiraf etmiştir. Kara film akımının kriterleri, tarihçiler ve eleştirmenler tarafından sonradan belirlenmiştir.

 

Klasik dönemin önemli Amerikan kara filmleri(Yönetmenleriyle ve dikkate değer kara film oyuncularıyla birlikte)

1940 - 1949
 


1950 - 1958
 

  • Asfalt Orman (The Asphalt Jungle, 1950) y. Huston o. Sterling Hayden
  • D.O.A. (1950) y. Rudolph Mate, o. O'Brien
  • Issız Bir Yerde (In a Lonely Place, 1950) y. Nicholas Ray o. Bogart, Gloria Grahame
  • Gece ve Şehir (The Night and the City, 1950) y. Jules Dassin, o. Richard Widmark, Tierney
  • Sunset Bulvarı (The Sunset Boulevard, 1950) y. Wilder, o. William Holden
  • Cepte (Ace in the Hole, 1951) y. Wilder, o. Douglas, Jan Sterling
  • Trendeki Yabancılar (Strangers on a Train, 1951) y. Hitchcock, o. Farley Granger, Ruth Roman
  • Kuzey Caddesindeki Pikap Pickup on South Street, 1953) y. Samuel Fuller, o. Widmark
  • Büyük Öfke (The Big Heat, 1953) y. Fritz Lang, o. Ford, Grahame
  • Ölüm Gibi Öp (Kiss Me Deadly, 1955) y. Robert Aldrich
  • Avcının Gecesi (The Night of the Hunter, 1955) y. Charles Laughton, o. Mitchum, Shelley Winters
  • Katl (The Killing, 1956) y. Stanley Kubrick, o. Hayden, Coleen Gray, Vince Edwards
  • Lekeli Adam (The Wrong Man, 1956) y. Hitchcock, o. Henry Fonda
  • Başarının Mis Kokusu (Sweet Smell of Success, 1957) y. Alexander Mackendrick, o. Lancester, Tony Curtis
  • Habisin Dokunuşu (Touch of Evil, 1958) y. Welles, o. Charlton Heston, Janet Leigh, Welles

--Psiko-kara film;

Bu akımın kökeni Taksi Şoförü (Taxi Driver), Beyin Fırtınası (Brainstorm), Zirve (White Heat) ve Üçüncü Kattaki Yabancı (Stranger on the Third Floor) hatta Fritz Lang'ın filmi Mye kadar izlenebilir. David Lynch'in çalışmaları olan Mavi Kadife (Blue Velvet, 1986), Benimle Ateşte Yürü (Fire Walk With Me, 1992), Kayıp Otoban (Lost Highway, 1996), Mulholland Çıkmazı (Mulholland Drive, 2001) adlı filmler, İkiz Tepeler (Twin Peaks, 1990-91) serisiyle birlikte kara filmin giderek kendine özgü bireysel bir bakışa yöneldiğini gösterdi ve ruhsal sorunları olan yahut sosyopat eğilimler gösteren başkahramanlar, Lynch'in o kadar karakteristik yönleri haline geldi ki, çalışmaları diğerlerinden ayrı bir sınıfa, psiko-kara film sınıfına dahil edilmeye başlandı. Mavi Kadife filminin ardından David Cronenberg tarafından yönetilen Çıplak Yemek (Naked Lunch, 1991) ve Çarpışma (Crash, 1996) filmleri iki benzer adaptasyondur. Yönetmen David Fincher da bunu Yaratık 3 (Alien 3, 1992), çok başarılı bir yeni kara film olan Yedi (Se7en, 1995) ve artık piyasaya sürüldüğü zamankinden daha çok ses getiren bir psiko-kara film olan Dövüş Kulübü (Fight Club, 1999) filmleriyle izledi. Nolan'ın Memento'su da, Takipçi (Following, 1998) adlı filmiyle birlikte bir psiko-kara film sayılabilir. 2000'li yıllarda Park Chan-wook adlı Güney Koreli yönetmen psiko-kara film türündeki en ünlü yönetmenlerden biri haline gelmişti.

 

7-Korku filmleri

Korku filmi izleyicilerde korku, dehşet, terör veya tiksinti uyandırmak amacıyla kurgulanan bir film türüdür. Korku filmlerinin konusunu gündelik hayata sızan ve bazen doğaüstü şekillerde ortaya çıkan şeytani güçler, olaylar ya da karakterler oluşturur. Korku filmi karakterleri vampirler, zombiler, canavarlar, hayaletler, seri katiller ya da korku uyandıran başka bir dizi karakteri içerir. İlk korku filmleri sıklıkla klasik edebiyattaki Drakula, Frankenstein, Mumya, Kurtadam, Operadaki Hayalet ve Dr. Jekyll ve Mr. Hyde gibi karakter ve öykülerden esinlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası korku filmleri ise, bundan farklı olarak, yaşamda güvensizlik yaratan şeylerden esinlenmiş ve üç farklı korku filmi alt türünün doğmasına yol açmıştır: kişilik korkusu, kıyamet korkusu ve şeytani güçler korkusu filmleri. Son alt tür, erken dönem korku filmlerinin -dünyaya dehşet salan doğaüstü güçler üzerine daha çok vurgu yapan- modern biçimleri olarak ele alınabilir.

Korku filmleri açık şiddet içermelerinden ötürü eleştirilmiş ve düşük bütçeli B filmleri ve sömürü filmleri olarak görülerek eleştirmenler tarafından uzun bir süre ciddiye alınmamıştır. Bununla birlikte, bazı majör film stüdyoları ve saygın yönetmenlerin bu türde filmler çekmeleri ile birlikte; film türü kuramı ve auteur yönetmen kuramı ışığında korku filmlerini çözümleyen daha ciddi eleştiri ler yapılmaya başlanmıştır. Bazı korku filmleri bilim kurgu, fantezi, kara komedi ve gerilim türlerinden birtakım unsurları da bünyesinde barındırmaktadır.

Korku filmi izleyicilerde korku, dehşet, terör veya tiksinti uyandırmak amacıyla kurgulanan bir film türüdür. Korku filmlerinin konusunu gündelik hayata sızan ve bazen doğaüstü şekillerde ortaya çıkan şeytani güçler, olaylar ya da karakterler oluşturur. Korku filmi karakterleri vampirler, zombiler, canavarlar, hayaletler, seri katiller ya da korku uyandıran başka bir dizi karakteri içerir. İlk korku filmleri sıklıkla klasik edebiyattaki Drakula, Frankenstein, Mumya, Kurtadam, Operadaki Hayalet ve Dr. Jekyll ve Mr. Hyde gibi karakter ve öykülerden esinlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası korku filmleri ise, bundan farklı olarak, yaşamda güvensizlik yaratan şeylerden esinlenmiş ve üç farklı korku filmi alt türünün doğmasına yol açmıştır: kişilik korkusu, kıyamet korkusu ve şeytani güçler korkusu filmleri. Son alt tür, erken dönem korku filmlerinin -dünyaya dehşet salan doğaüstü güçler üzerine daha çok vurgu yapan- modern biçimleri olarak ele alınabilir.

Korku filmleri açık şiddet içermelerinden ötürü eleştirilmiş ve düşük bütçeli B filmleri ve sömürü filmleri olarak görülerek eleştirmenler tarafından uzun bir süre ciddiye alınmamıştır. Bununla birlikte, bazı majör film stüdyoları ve saygın yönetmenlerin bu türde filmler çekmeleri ile birlikte; film türü kuramı ve auteur yönetmen kuramı ışığında korku filmlerini çözümleyen daha ciddi eleştiri ler yapılmaya başlanmıştır. Bazı korku filmleri bilim kurgu, fantezi, kara komedi ve gerilim türlerinden birtakım unsurları da bünyesinde barındırmaktadır.

;

Korku filmi izleyicilerde korku, dehşet, terör veya tiksinti uyandırmak amacıyla kurgulanan bir film türüdür. Korku filmlerinin konusunu gündelik hayata sızan ve bazen doğaüstü şekillerde ortaya çıkan şeytani güçler, olaylar ya da karakterler oluşturur. Korku filmi karakterleri vampirler, zombiler, canavarlar, hayaletler, seri katiller ya da korku uyandıran başka bir dizi karakteri içerir. İlk korku filmleri sıklıkla klasik edebiyattaki Drakula, Frankenstein, Mumya, Kurtadam, Operadaki Hayalet ve Dr. Jekyll ve Mr. Hyde gibi karakter ve öykülerden esinlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası korku filmleri ise, bundan farklı olarak, yaşamda güvensizlik yaratan şeylerden esinlenmiş ve üç farklı korku filmi alt türünün doğmasına yol açmıştır: kişilik korkusu, kıyamet korkusu ve şeytani güçler korkusu filmleri. Son alt tür, erken dönem korku filmlerinin -dünyaya dehşet salan doğaüstü güçler üzerine daha çok vurgu yapan- modern biçimleri olarak ele alınabilir.

Korku filmleri açık şiddet içermelerinden ötürü eleştirilmiş ve düşük bütçeli B filmleri ve sömürü filmleri olarak görülerek eleştirmenler tarafından uzun bir süre ciddiye alınmamıştır. Bununla birlikte, bazı majör film stüdyoları ve saygın yönetmenlerin bu türde filmler çekmeleri ile birlikte; film türü kuramı ve auteur yönetmen kuramı ışığında korku filmlerini çözümleyen daha ciddi eleştiri ler yapılmaya başlanmıştır. Bazı korku filmleri bilim kurgu, fantezi, kara komedi ve gerilim türlerinden birtakım unsurları da bünyesinde barındırmaktadır.

KORKU FİLMLERİ

    -NOSFERATU - 1922
    - VAMPİR NOSFERATU - 1979
    -FRANKENSTEIN--1931
    - DRAKULA1931
    - MUMYA 1932
    - DR.JEKYLL VE MR.HYDE 1932
    - UCUBELER 1932
    - FRANKENSTEIN'IN GELİNİ 1935
    - KURTADAM 1941
    -KÖTÜ TOHUM 1956
    - SAPIK 1960
    -  KUŞLAR 1963
    -  ROSEMARY'NİN BEBEĞİ 1968
    - YAŞAYAN ÖLÜLERİN GECESİ 1968
     - ŞEYTAN- 1973
     -JAWS - 1975
     -CARRIE 1976
     -ELM SOKAĞI KABUSU 1984
     - KUZULARIN SESSİZLİĞİ 1991
     - YEDİ 1995
     - BLAIR CADISI - 1999

8-Melodram;

Sinema, televizyon ve videonun en yaygın, gelişmemiş izleyicinin en çok tuttuğu, ağlatı ve dramın bozulmuş, karikatürleştirilmiş biçiminden ortaya çıkan türüdür. Melodram ağlatı gibi insanı öteden beri ilgilendiren sorunları, insanlığı altüst eden duyguları ele alır. Ancak bunu yaparken son derece yalınç, çizimsel bir yol izler. Melodram herşeyi kalıplar içinde ele alır: İnsanlar duygular hep kalıplaştırılmıştır. Dünya iyiler ve kötüler olarak kesinlikle ikiye ayrılmıştır. İyiler çok iyi kötüler çok kötüdür. İyiler ile kötüler ile savaşım daha başlangıcından bilinir: Çok kez beklenmedik bir kuratarıcı beklenmedik bir anda herşeyi tatlıya bağlar. İster acıklı ister sevinçli olsaun bütün durumlar çizimsel bir yoldan birbirini nöbetleşe izler. her adımda beklenmedik bir rastlantı, kahramının işini kolaylaştırır. Bu bakımdan melodram bir tür adı olmaktan çok, kötüleyici nitelikte kullanılmaktadır: izleyici en kolay yoldan etkilemek için en ucuz yollara başvuran; olağanüstü durumlar olağanüstü rastlantılar çapraşık olaylar düzenleyen; yalınç kaba abartıcı çizgilerle karakter çizmeye kalkışan; kişileri kukla gibi kullanan; ahlak desi veren yapıtların niteliği. Sinemacılar kimileyin bir tür, daha çok bir anlatım yolu olarak melodramdan yararlanmaktadırlar. Melodramatik tutum, dramın karikatürleştirilmiş biçimi olduğu denli, gerçeğinde karikatürleştirilmiş biçimidir. Sinemacı gerçeği, bütün varsıllığı, karmaşıklığıyla anlatamadığında, çıkış yolu olarak melodrama başvurur. Böylelikle doğrudan doğruya melodram türünde çevrilmemiş filmlerde, iyi niyetli sinema yapıtlarında bile, melodram öğelerinin yer aldığı, zaman zaman melodram özelliği gösteren gülünçlüklere başvurulduğu ya da başlangıçta sağlam bir gidişi olan filmin, sonunda melodrama dönüştüğü sık sık rastlanır.

9-Sessiz film;

Sessiz film, üzerine senkronize olarak kaydedilmiş diyalogları olmayan filmdir. Sessiz film teknolojisi 1860 civarında icat edilmiş, fakat film makaralarının kolaylıkla imal edildiği 1880 - 1900 yıllarına kadar fazla kullanılmayan, sıradışı bir yenilik olarak kalmıştır.

Hareketli resimleri kaydedilmiş sesle birleştirmek fikri nerdeyse sinemanın tarihi kadar eskidir; ancak teknik zorluklardan dolayı 1920’lerin sonlarına kadar filmlerin çoğu sessiz film olarak çekilmiştir. Bununla birlikte, sessiz film mesajını görüntüler aracılığıyla aktardığından sesli filme göre daha evrensel bir dile sahiptir. Sinemada sessiz film dönemi bazen Gümüş Ekran Dönemi olarak da tanımlanır..

Tarihçe:Sinemaya ses gelmeden önceki dönem, sinema tarihçileri ve akademisyenler arasında sessiz dönem olarak bilinir. Film sanatı, sesli filmler sessiz filmin yerini almadan önce tam anlamıyla olgunluğa ulaşmıştı. Birçok sinema tutkunu, sinemaya sesin gelişinden itibaren birkaç yıl boyunca sinemada estetik kalitenin azaldığına inanır. Özellikle 1920’lerde çekilmiş olan sessiz filmlerin görüntü kalitesi son derece yüksekti; fakat daha sonra televizyonda yayımlanan sessiz filmler, orijinal filmin zaten hasar görmüş kötü kopyaları; hatta bu kopyalardan üretilen üçüncü kuşak kopyalar oldukları için ve televizyonda genellikle yanlış hızla ve filmle alâkasız müziklerle oynatıldıklarından, çoğu insan tarafından yanlış şekilde ilkel ve modern standartlara göre pek de izlenebilir nitelikte olmayan filmler olarak bilinirler.


Kayboldukları tahmin edilen başlıca sessiz filmler;



Sesli dönemde sessiz filmler

Sesli film çekme düşüncesi, 1896’da bu konuda çalışmalar yürüten Edison’dan beri var olsa da, bu teknoloji ancak 1920’lerin ilk yarısında geliştirilebildi. Bunu izleyen birkaç yıl; rakip ses formatları tasarlamak, uygulamak ve pazarlamak üzerine bir yarış halinde geçti. 1927’de çekilen ilk sesli film Jaz Şarkıcısı filminin ticari başarına rağmen, 1927 ve 1928 yıllarında çekilen filmlerin büyük çoğunluğunu yine sessiz filmler oluşturmuştur. Sesli filmler ancak 1929 yılından itibaren hakim duruma geçebilmiştir.

Sesli dönemde, sanatsal nedenlerle sessiz olarak çekilen filmlerin listesi aşağıda verilmiştir:

En pahalı sessiz filmler [değiştir]

  1. Bir Ulusun Doğuşu (1915) - $10,000,000
  2. The Big Parade (1925) - $6,400,000
  3. Ben-Hur (1925) - $5,500,000
  4. Way Down East (1920) - $5,000,000
  5. The Gold Rush (1925) - $4,250,000
  6. The Four Horsemen of the Apocalypse (film) (1921) - $4,000,000
  7. The Circus (1928) - $3,800,000
  8. The Covered Wagon (1923) - $3,800,000
  9. The Hunchback of Notre Dame (1923) - $3,500,000
  10. The Ten Commandments (1923) - $3,400,000
  11. Orphans of the Storm (1921) - $3,000,000
  12. For Heaven's Sake (1926) - $2,600,000
  13. Seventh Heaven (1926) - $2,400,000
  14. Abie's Irish Rose (1928) - $1,500,000

 


KAYNAK: Wikipedia

 

 

 


 

 

 
  clubcinema.tr.gg  
 

Bu sayfada dakika saniye misafirim oldunuz .....

copyrihgt 2008 by sercankg İLETİŞİM KUR
Tüm Hakkı Saklıdır.İzinsiz verilerin alınması halinde yasal haklar Kullanılabilir.
Sinema haberleri,Güncel film sitesi VİZYONDAKİLER
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol